Yola çıkış saatleriydi her zaman bencil olan
ve bir bardak sabah çayının simidiydi,
denizi martını kanadına takan.
sefer sayısı hele bilmem ne olan yolculukların
sigara ve kolonya kokulu sarhoşluğuydu
boğazına dolan,genzini yakan,
gözlerini dolduran, canını acıtan.
cam kenarımı , koridor yanımı belli olmayan bir yerlerde
belki de bir uçak yada
adı bilinmeyen ve de gereksiz bir vapur güvertesinde
içindeki harita başladı silinmeye.
Korktun yoldan , yolculuktan
vardığından varamadığından..
seni "haydi kalkıyor yetişin" diye uyaran
parazit dolu , mekanik her anonstan.
korktun çünkü aklındaydı o iki dize
çınlıyordu durmadan beyninin çeperlerinde
"Kayıplardan doğarmış en büyük var'lar
ve varların sonuymuş tüm mezarlar"
sır oldu rüzgar bile beyninin esintilerinde
ağdalaştı soluduğun o gri hadise
uykuyla uyanıklık arası bulanık bir yerlerde
sendeledin durdun epey uzun bir süre
motor gürültüsü eşlik etti bu sarhoşluğuna
tatlı ninniler söyledi bir süre kulağına
gözlerini açtığında bir garip yokluktaydn
beyaza uzak ama
uzağa beyazdın
yolundaydın artık , senindi seçim,
varmak değil emindin,
çünkü kaybolmaktı dileğin.
ve sen cevapsız kalacak
o son soruyu seçtin.
senden sonra sorulacak tek soruydu bu,
cevaplamadın ama gene de soruldu
"uzağın beyaza aşkımıydı bu
yoksa beyazın aşka vurgunu muydu bu?"
rapoet
25.05.2008 / 13:49
Başını okurken sonunu beklediğim nadir şiirlerdendi. Tebrikler.
#1
yaren
25.05.2008 / 16:34
çok güzel olmuşşiirin ,tebrikler{s:029}{s:020}
sen yenisin galiba,aramıza hoşgeldin{s:020}{s:015}
rapoet
25.05.2008 / 13:49
yaren
25.05.2008 / 16:34