Kırlangıç
-Masal bu ya günlerden birgün, kırlangıçın biri bir adama aşık olmuş. Tüm cesaretini toplayıp camına konmuş. Küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş TIK,TIK,TIK... Adam çok meşgulmüş. Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç, kırlangıç tüm cesaretini toplayarak şirin gagasını açmış ve; - Hey adam seni seviyorum, nedenini niçinini sorma lütfen pencereyi aç ve beni içeri al, ben sana dost olurum, hiç canını sıkmam. Bak soğuklar da başladı, yoksa güneye göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım, pişman olmazsın seni eğlendiririm yalnızlığını paylaşırım, demiş. Bazıları gerçekten duymayı sevmezmiş. Üstelik bu yalnızlık meselesi daha da canını sıkmış adamın. Pek bir sinirlenmiş, düpedüz kovmuş kırlangıcı... Aradan zaman geçmiş adam önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş ne kadar aptalım beklenmedik bir anda karşıma çıkan dostluk fırsatını teptim diye düşünmüş. Pişman bir şekilde sıcakların gelmesini ve kırlangıcın geri dönmesini beklemeye başlamış. Ve yaz gelmiş tüm güneye göç eden kırlangıçlar dönmeye başlamış. Ama adamınki ortalarda yokmuş... Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş adam. Kırlangıç yokmuş. Sonunda bir bilge kişiye danışmış olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki; - Kırlangıçların ömrü altı aydır!