Şiir Defteri

LAİKLİK DİNSİZLİK DEĞİL LAİKSİZLİK DİNSİZLİK SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
11.11.2020 / 08:41
368 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Öncelikle şu ki Atatürk düşmanlığı da, Muhammed düşmanlığı da hem körcehalettir, hem bilime aykırıdır, hem de akıl-ruh sağlığına aykırıdır çünkü Atatürk de, Muhammed de 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' demiş insanlar, yani Atatürk düşmanı olmak da, Muhammed düşmanı olmak da öncelikle bilimsel ve ahlakçı bir varoluşa düşmanlıktır yani hem insanlıkdışılıktır, hem saçmalıktır. Atatürk ya da demokrasi ve laiklik düşmanlığı da, Muhammed ya da din düşmanlığı da neden oluşmakta? Atatürk, demokrasi, laiklik düşmanlığının oluşmasının nedeni siyasetçilerin, tarikatların ve cemaatlerin körcehaletlerinden oluşmakta; din düşmanlığı da din düşmanlarının körcehaletlerinden oluşmakta. Atatürk, demokrasi, laiklik düşmanlığının oluşmasının nedeni Atatürk'ün, demokrasinin ve laikliğin 'Önce bilim ve ahlak' demek olduğunun anlaşılamamasıdır. Atatürk zaten 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' dedi de, demokrasi ve laiklik nasıl ahlak oluyor? Şöyle ki demokrasiyi de, laikliği de ilk isteyen insanlar, kitleler ahlak içinde olan, ve bilimsel bir dünya isteyen insanlardı yani ahlaksız, namussuz insanlar değillerdi; ahlaklı insanlar olmaları dolayısı ile de zaten ahlaka aykırı bir dünya, demokrasi, laiklik istemezlerdi; yani genelde demokrasiyi ve laikliği, özelde ise Atatürkçülüğü ahlaka aykırı duruma getirenler öncelikle akıldışı-ahlakdışı modaya izin veren siyasi iktidarlardır yani siyasettir, siyaset ahlaka aykırılığı yasaklasa idi demokrasi ve laiklik ahlaka aykırılık durumuna gelmezdi, öyle ki eskiden deniz kıyısıları(kıyıları) toplumun bikini, mayo diye sütyen-külot ortalıkta bulundukları yerler değil piknik yapmaya gittikleri yerlerdi; Türkiye'yi akıldışı-ahlakdışı Avrupa birliği'ne sokmaya çalışanlar yine siyasetçilerdir oysa Atatürk de, Muhammed de yalnızca 'Önce bilim' değil 'Önce ahlak' da dedi yani bu durumda açık ki Türkiye'yi Avrupa birliği'ne sokmak Atatürk'e de, Muhammed'e de, demokrasiye de, laikliğe de, bilime de, ahlaka da aykırıdır. Dinin demokrasiye ve laikliğe aykırı ya da demokrasinin ve laikliğin dine aykırı olduğunu sanan körcehalet de dini tanımlayan Din hadisileri'ni bilmeyen körcehalet. Dini tanımlayan, açıklayan, öğreten, sevdiren, evrenselleştiren, bilimselleştiren Din hadisileri ne diyor; 'Din ilim(bilim), ahlak, vicdan, merhamet, dürüstlük, adillik, güvenilirlik, tarafsızlık, medenilik ve nefssizliktir' diyor yani Din hadisileri'ni özetlersek din 'Önce bilim ve ahlak' diyor; Atatürk, demokrasi ve laiklik de 'Önce bilim ve ahlak' diyor yani aynı çizgiye paralel olan çizgiler birbirlerine de paraleldir yani 5+5=10 ise 2x5 de 10'dur yani işlemler farklı da olsa toplamlar eşittir. Yani, Din hadisileri 'Önce bilim ve ahlak' demek ile; Atatürk, demokrasi ve laiklik gibi 'Önce bilim ve ahlak' demekte. Batının demokrasi ve laiklik konusundaki ilk yanlışı devleti ve dini birbirlerinden ayırmasıdır çünkü Batı din deyince dini tanımlayan, 'Din bilim, ahlak, vicdan, merhamet' demektir diyen Din hadisileri'ni değil, bunlara aykırı olan kiliseleri anlıyordu yani Batının din diye gördüğü, din sandığı şey gerçekte din değildi, dine aykırılıktı oysa Muhammed 'Din önce bilim, ahlak, vicdan ve merhamet demektir' demekle Engizisyon gibi vicdanı, merhametten, Batı gibi de bilimi dinden ayırmadı, dine vicdanı, merhameti ve bilimi de dahil etti ki Muhammed'in Batıdan yani Batı demokrasisinden ve laikliğinden bir farkı da budur ki Batı değil, Muhammed doğrusunu yaptı. İlkokullar mantık öğretmiyorsa neyi öğretiyor? İlkokullar yalnızca okuma, yazma, dört işlem ve hayat bilgisi öğretmek için mi? Eğer ilkokullarda mantık öğretilse ilkokul bitirmiş herkes mantıklı olurdu ve barbarlık, vahşilik, dolandırıcılık, rüşvet, zimmet, ahlaksızlık, akıldışı-ahlakdışı moda ve suç diye birşey olmazdı. Mantık felsefeden de, bilimden de, ahlaktan da, dinden de önce gelir çünkü mantık doğruya gitmek amaçıdır(amacıdır) yani mantık öğretilmiyorsa doğruya gitmek diye bir amaç da yok demektir; öyle ki ahlak da zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, felsefenin, bilimin, akıl-ruh sağlığının, insanlığın en üst nitel soyut aşamasıdır yani mantık olmayan yerde ahlak da olmaz, ahlak olmayan yerde mantığın egemenliği de olmaz yani önce mantık. Muhammed, Atatürk, demokrasi, laiklik=Bilim+Ahlak ise açık ki bunlar birbirlerine zıt şeyler değildir. Bunların birbirlerine zıt olduğunun sanılmasının nedeni Atatürk'ü, demokrasiyi, laikliği 'Bilim ve ahlak' değil de sigara, içki, bikini, mayo, mini etek, tayt pantolon, mini şort sanan kişiler; ve dini, dini tanımlayan Din hadisleri değil de Din hadisileri'ne aykırı şeyler sanan kişilerdir. Doğruları öğrenilmemesinden önce kim sorumludur, kuşkusuz ki ülkeyi yönetmiş olan siyasi partiler çünkü siyasi iktidarlar konuların doğrularını öğretselerdi ülkede bilime ve ahlaka aykırılık durumu gelişmezdi; örnek ki zinayı, genelevleri yani fuhuşu, eşcinsel evliliği, toplumsal alanlarda ahlaka aykırı giyimle bulunmayı, yarıçıplak pılajları(plajları) 'Önce ahlak' diyen Türklük ya da Türk milleti ya da siyasetçi olmayan insanlar değil siyasi iktidarlar serbest bıraktı. Yanlış bilinen sözcüklerden biri de 'özgürlük' sözcüğüdür ki Atatürk yani Dil devrimi olmasa idi bu sözcük hem var olmayacaktı hem de anlamı sonsuza kadar yanlış bilinecekti çünkü özgürlük demek serbestlik demek, serbestlik demek de özgürlük demek sanılmakta oysa özgürlük demek 'Özün gür gelişimi' demektir ki insan için en üstün öz de beyindir yani ruhtur yani kişiliktir; ve öz de ancak kendi doğrusuna uygun olarak gür gelişir ki insan ve insanlık için doğruya giden yol önce mantıktan, sonra da bilimden ve ahlaktan geçer; demek ki 'özgürlük' de 'Önce bilim ve ahlak' demektir yani 'Bilime ve ahlaka uygunluk' demektir, yani bilime ve ahlaka aykırılık özgürlük değil serseriliğin bir türü olan 'serbestlik'tir; yani demokrasinin ve laikliğin 'Önce bilim ve ahlak' olduğunu bilmemek demokrasiyi de, laikliği de, özgürlüğü de serbestliğe yani bilime ve ahlaka aykırılığa yani demokrasiye, laikliğe ve özgürlüğe aykırılığa doğru götürmektedir ki bunun en başında siyaset ve moda gelmekte. Yani insanları cinlere perilere, burçlara, fallara, astrolojiye, medyumluğa yani bilimdışılığa inandırıp geçim sağlamak ya da oy sağlamak isteyenler açık ki Atatürk'e, demokrasiye, laikliğe; insanlara ahlaka aykırı moda satıp, ahlaka aykırı turizım(satıp) geçim ya da oy sağlamak isteyenler de ahlaka karşı olacaklardır ancak ne derlerse desinler Atatürk de, demokrasi de, laiklik de, din de 'Önce bilim ve ahlak' demekte. Bilgilerin ışığında açık ki Atatürkçülük, demokrasi ve laiklik değil Atatürk düşmanlığı, demokrasi düşmanlığı, ve laiksizlik yani laiklik düşmanlığı dine aykırılıktır, dinsizliktir. Gerçek ki bilime, ahlaka, demokrasiye, laikliğe karşı herşey dine de aykırıdır. Sözcükleri yanlış tanımlamak sözcükleri yanlış yapmaz; bu nedenle ki insanlar söylenilen herşeye, her söze inanmak yerine, önce sözcüklerin gerçek anlamlarını öğrenmelidirler. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 11.11.20/08.40
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir