Sen gittin ya martilar da gitti bu denizden
icimde kabaran dalgalarda alabora yuregim
sensizlik aksam gibi coktu mapushane duvarlarina
yanik bir turku sesi, sicak cay kokusu ,sigara dumani
sonra hasretin
sicak bir corba gecekondu sofralarinda.
gozlerim bir yangin yeri simdi, kendi ormanini yakan
seni beklerken
kirik bir dalgaya kanatlarini birakan yorgun
gocmen kuslar konuyor alnima, boguluyorum.
Sen gittin ya yunuslar da gitti bu kiyilardan
balik pazarinda olu baliklar satilir, omrumden geriye kalan
yakamozlara biraktigin ellerin dusuyor aklima, aksam oluyor
bir resmin kaldi bende senden geriye
simdi duvarimda asili
bakinca gozlerine, gozlerimi alip
dehsetli bir yalnizlik oluyorsun
ne zaman seni dusunsem kar yagar yatagima
anilarim usur, buz tutar opuslerim
safak vakti polis tutuklar sevismelerimizi.
Sen gittin ya yagmurlar da gitti bu sehirden
naftalin kokulu asklar satilir biraktigin kosede
yosun tutmus yurekler, sahte gulusler caddelerde
hani diyorum cikip gelsen yagmurla, gok gurlese
korksak, sarilsak birbirimize
iki serce yavrusu olsak sirilsiklam
isitsak usuyen hasretimizi
seni dusununce
vardiya degisimlerinde opustugumuz gelir aklima
derin bir suskunluk olur icime caglarim.
Sen gittin ya durmam giderim bu sehirden
deprem olur kiyamet gibi yikip giderim
biliyor musun, yoruldum biraz
yuregime dusen olu kuslari toplamaktan
isimsiz bir mezar gibiyim, ziyaretcisi olmayan
uzun bir yolun sonundayim olumume bes var
olum! sensizlige acilan cigligim.
Newzad,Haziran 2016,Ashgabat