Şiir Defteri

Köy Hayatında Çocuk Olmak

-

Önceden çocukluğumu yaşayamadığımı düşünürdüm. Yıllar sonra kendime haksızlık yaptığımı gördüm. Üniversite yıllarıydı, sene 1989 Kayseride ara sokakların birinden geçerken bir çıra kokusu duydum. Şimdi ki gençler bu çırada ne diyebilirler. Odunları tutuşturmak için çam ağacının içinde bulunan çam sakızı kokusu saçan ve kibritle hemen tutuşabilen kıymık parçası. Kıymıkta ne demeyin odunun en küçük kesitlerinden biri. Kokuyu öyle özlemişim ki sormayın. Yahyalıdan yeni yola giden otobüse bindim. Okuluma doğru yol alırken o yol beni çocukluğuma, babaanneme, dedeme, köydeki evimize götürüyordu sanki. Karlı bir kış gününde avluda dedem yaş ve kuru odunları kovalara doldurmuş ?Hadi oğlum Sipahi şu kovaları eve götür dedi? gücüm yetmeyerek eve odun sobasının yanına taşıdım. Soba çatmasını erken yaşta öğretmişlerdi köy yerinde. Arkaya yaş odunlar konacak öne de kuruları dizilecekti. Onun önüne ise kozalaklar ve misler gibi kokan çıra. Soba ateşlenecek. Güğüm sobanın üzerine konacak, bu arada bazlamalar ısınacak, üzerine taze tereyağı sürülerek keş ekilecek. Çaydanlıkta soba çayı demlenecek. Yanında Beypazarı Kurusu da olacak.. Babaannem birazdan soframızı da hazırlar. Tarhana çorbası, ev makarnasını yapar oh değme keyfimize. Hele evdeki kedinin dışardan gelip odun sobasının yanına kıvrılıp uyuması? Akşamları güp güp güpleyen odun sesinin tavana yansıması ahenkle dans etmesi, güğümün üzerinden kaynayan su kabarcıklarının soba üstüne düştüğü andaki çıkardığı ses? Derken arkadan biri dürtükledi. Arkadaşım sen okulda inmeyecek miydin? Aman Allahım durak geride kalmış ben Develiye doğru gidiyorum. Hemen seslendim. Şoför bey beni köyde indirir misin? Şoför ne köyü oğlum? Herkes gülmeye başlamıştı. Çıra kokusu ile başlayan hayal gerçekle karışmıştı. Şey dedim ben bir durak fazla gelmişimde? Hala o çıra kokusunu nasıl severim. Her köye gittiğimde koklarım. Beni anılarıma götürür. Hayallerimin uçsuz bucaksız olduğu çocukluğuma? Bir gün köyden gelirken kızımın eşeği görüp araba içindeki bizlere bak anne ata demesine çok üzülmüştüm. Çocuk atla eşeği birbirinden ayırt edemiyordu. Oğlağın koyun yavrusu olduğunu sanıyordu. Şimdiki çocuklar evde tıkılıp kalıyorlar ve oyunları sınırlı. Köy hayatında öyle miydi? Bütün dağ tepe hepsi senin. Hayvanlar canlı. Belgesellerden veya oyuncaklardan isimleri öğrenilmiyordu. Eskiler bazen derler biz çok erken dünyaya gelmişiz. Şimdiki çocukların her şeyleri var. Yok, efendim yok. Maddi imkânlarımız sınırlıydı. Ya da ailelerimiz mi bize yaşatmadı. Hayır, çünkü yokluk vardı. Ama çok mutluyduk. Çocukluğumuzda aldığımız o oyunlardaki zevkin hiç birini şimdiki çocuklar alamıyorlar. Bizler hangi yaşta olursak olalım. Her anın değerini bilelim. Yarın henüz gelmedi. Dün geçmişte kaldı ama olumlu ve güzel yönlerini bulup gülümseyerek şimdiki anı yaşamaya ne dersiniz?
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir